Herkes Taht Oyunları ismiyle bilse de kitabın adı aslında Buz ve Ateşin Şarkısı. Taht Oyunları ise serinin ilk kitabının ismi. Kitabı okumayanlar bile kitaptan haberdar. Zira herkesin seriyle tanışması için dizisi çekildi.
Ben de utanarak söylüyorum ki kitapla tanışmadan önce dizinin ilk sezonu ile tanıştım. Ancak sonrasında ilk kitaptan itibaren hızlıca okuyup dizinin hızlıca önüne geçtim. Diziye ya da beyaz perdeye uyarlanan kitapların önce kitabını okuma taraftarı olan birisi olarak dizinin ilk sezonunun beni hayal kırıklığına uğratmadığını söyleyebilirim. Atılan tokata kadar sadık kalınmış kitaba. Ancak sonraki sezonlar için aynı yorumu yapamayacağım. Kitaptan farklı ve önde giden yerler, kitapta hiç olmayan bilgiler yer alıyordu dizide. Neyse ki kitapları önden okuduğum için bana spoiler olmuyordu.
Kitaptaki favori karakterim Arya Stark. Giderek daha da dehşet bir şeye dönüşüyor Arya, hayranlıkla okuyorum, bölümleri gelsin diye sabırsızlanıyorum hatta. Hemen arkasından Tyrion Lannister takip ediyor. Kitabın en gıcık karakteri ise Sansa Stark. Bir insan kardeşinden hiç mi feyz almaz.
Yazının bundan sonrası spoiler içerecek, haberiniz olsun. Sonunu bildiğim kitapları okumaktan hiç hazzetmeyen ben bunu haber vermesem ayıp ederim.
Martin okurlarını nasıl şaşırtacağını çok iyi biliyor. İlk kitapta Ned Stark'ın öleceğini hiç düşünmemiştim. Hep kurtulacak umudum vardı. Keza sonraki kitaplarda da sırayla ölümlerin devam etmesi, kanlı düğün gibi olayların hep Stark ailesi aleyhine sonuçlanması şaşırttı. Ancak Ned Stark'ın ölümünden sonra her şeyi bekler durumdaydım. Bütün bunların Arya karakterini şekillendirmek ve Martin'in kafasındaki Arya yapmak için tasarlandığını düşünüyorum. Ancak gördüğüm en ilginç ve farklı çalışan beyinlerden birinin ne düşündüğünü bildiğimi söylemek gibi bir cesaret örneği sergilemeyeceğim.
Herkesin hayran olduğu Khalessi karakterine çok fazla hayranlık duyamıyorum. Sanırım bu dizinin benim üzerimdeki negatif etkilerinden. Khalessi'nin sürekli acılı bakması bir küçük Emrah havası yaratmış. Cersei Lannister ise müthiş bir karakter. Her türlü ayakta kalmaya çabalıyor.
Martin dili son derece etkili kullanan bir yazar. Ablam kitabın İngilizcesini okudu. Martin'in kendisi yeni deyimler yaratmış bu kitapta söylediğine göre. Türkçeye çevirisinde ne kadar kayıplar olsa da dilinin etkileyiciliği ve sürükleyiciliği aynen kalmış. Sibel Alaş çeviri konusunda oldukça başarılı olmuş işin aslı.
Seride okurken sıkıldığım tek kitap Kargaların Ziyafeti oldu. Arya, Catelyn Stark ve daha bir çok karakter bu kitapta yoktu. Hevesle bekleyip hüsrana uğradığımı ve kitabı bitirmek için kendimi zorladığımı hatırlıyorum. Serinin kalanına yabancı kalmayacağımı bilsem hiç okumazdım.
Buz ve Ateşin Şarkısı kitabı fantastik kategoride rahatlıkla ilk beşe girer. Sizler de benim kadar keyifle okursunuz umarım.
Kitaptaki favori karakterim Arya Stark. Giderek daha da dehşet bir şeye dönüşüyor Arya, hayranlıkla okuyorum, bölümleri gelsin diye sabırsızlanıyorum hatta. Hemen arkasından Tyrion Lannister takip ediyor. Kitabın en gıcık karakteri ise Sansa Stark. Bir insan kardeşinden hiç mi feyz almaz.
Yazının bundan sonrası spoiler içerecek, haberiniz olsun. Sonunu bildiğim kitapları okumaktan hiç hazzetmeyen ben bunu haber vermesem ayıp ederim.
Martin okurlarını nasıl şaşırtacağını çok iyi biliyor. İlk kitapta Ned Stark'ın öleceğini hiç düşünmemiştim. Hep kurtulacak umudum vardı. Keza sonraki kitaplarda da sırayla ölümlerin devam etmesi, kanlı düğün gibi olayların hep Stark ailesi aleyhine sonuçlanması şaşırttı. Ancak Ned Stark'ın ölümünden sonra her şeyi bekler durumdaydım. Bütün bunların Arya karakterini şekillendirmek ve Martin'in kafasındaki Arya yapmak için tasarlandığını düşünüyorum. Ancak gördüğüm en ilginç ve farklı çalışan beyinlerden birinin ne düşündüğünü bildiğimi söylemek gibi bir cesaret örneği sergilemeyeceğim.
Herkesin hayran olduğu Khalessi karakterine çok fazla hayranlık duyamıyorum. Sanırım bu dizinin benim üzerimdeki negatif etkilerinden. Khalessi'nin sürekli acılı bakması bir küçük Emrah havası yaratmış. Cersei Lannister ise müthiş bir karakter. Her türlü ayakta kalmaya çabalıyor.
Martin dili son derece etkili kullanan bir yazar. Ablam kitabın İngilizcesini okudu. Martin'in kendisi yeni deyimler yaratmış bu kitapta söylediğine göre. Türkçeye çevirisinde ne kadar kayıplar olsa da dilinin etkileyiciliği ve sürükleyiciliği aynen kalmış. Sibel Alaş çeviri konusunda oldukça başarılı olmuş işin aslı.
Seride okurken sıkıldığım tek kitap Kargaların Ziyafeti oldu. Arya, Catelyn Stark ve daha bir çok karakter bu kitapta yoktu. Hevesle bekleyip hüsrana uğradığımı ve kitabı bitirmek için kendimi zorladığımı hatırlıyorum. Serinin kalanına yabancı kalmayacağımı bilsem hiç okumazdım.
Buz ve Ateşin Şarkısı kitabı fantastik kategoride rahatlıkla ilk beşe girer. Sizler de benim kadar keyifle okursunuz umarım.
İyi okumalar...
