3 Mayıs 2015 Pazar
2 Mayıs 2015 Cumartesi
Soma’daki “Toplumsal Dönüşüm Projesi” Onlarla Hayat Buldu!
Soma İçin Bir Olduk: Çocukların yüzündeki gülümseme her şeye değer...
Allianz Türkiye, sivil toplum örgütleriyle el ele vererek, bölgede etkilenen vatandaşlara ulaşabilmek, onların yaralarını sarmak ve yeni başlangıçlarını desteklemek için Soma’daydı. Soma’da 2014’te gerçekleşen ve ulusumuzu derinden sarsan maden faciasının ardından, Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği (APHB) ve Bilim Kahramanları Derneği (BKD) ile işbirliği yapılarak “Allianz SomaDA”yı (Soma Dayanışma Ağı) geliştirdi.
Soma faciasından en çok etkilenen yerlerden biri de Kırkağaç. Kırkağaç’ta yaşayan 12 yaşındaki Yiğit, okuldaki 12 arkadaşıyla birlikte bir bilim kahramanı ekibi kurdu. Önce yapamayacaklarından korktular. Çalıştılar, çalıştılar, çalıştılar, bilgisayarda yazılım geliştirip, legodan yaptıkları robotlarına yüklediler. Bu bilim yolculuğu, özgüven ve başarı doğru yeni başlangıçları müjdeliyordu.
“Allianz SomaDA”yı kapsamında, BKD ile yapılan işbirliği sayesinde, Soma çevresinde, olaydan etkilenen 6 ilçedeki 16 okulun, Bilim Kahramanları Buluşuyor turnuvasına katılımı sağladı. 34 gönüllü öğretmen, 150’ye yakın öğrencinin oluşturduğu 17 farklı Allianz SomaDA takımını 4 ay boyunca turnuvaya hazırladı. Bu yolla, öğrencilerin normal hayata dönüşü desteklenirken, psikososyal ve kişisel gelişimlerine de katkı sağlanması amaçlandı.
“Allianz SomaDA”nın bir ayağı da faciadan etkilenen ailelerin çoğunlukta olduğu Dursunbey’deydi. APHB ile yapılan işbirliği sayesinde, Dursunbey’de bir psikososyal destek merkezi açıldı. Çocuklara, yetişkinlere ve gruplara yönelik üç görüşme odası bulunan Dursunbey Psikososyal Destek Merkezi’nin hizmetleri, merkeze uzak bölgelere de ulaştırıldı.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
2 Nisan 2015 Perşembe
Açlık Oyunları

1 Nisan 2015 Çarşamba
Yandaş - Uyumsuz#3

30 Mart 2015 Pazartesi
Kuralsız - Uyumsuz#2
Kitapları nasıl sipariş ettiğimin hikayesini Uyumsuz kitabı ile ilgili yazımda zaten paylaşmıştım. Bu kitabı okurken anlatılabilecek herhengi bir olay da yaşamadım işin aslı. Yaşadığım en ilginç olay otobüste işe giderken okumaya çalışırken midemin bulanması oldu ki sanırım bunu da dinlemek isteyen yoktur.
Gel gelelim kitabın içeriğine. Tris bu kitapta fedakarlık olayını biraz abartıyor ama zaten sonrasında naaptım lan ben hissine bürünüyor. Fedakarlığın çok da kolay olmadığını anlıyoruz burada. Aslında en büyük cesaretin fedakarlık olduğunu ve fedakarların en büyük cesurlar olduğunu bu kitapta rahatlıkla anlayabiliriz. Asıl cesaret kendini feda edebilmektir. Ancak cesaret ile aptallık aradında da ince bir çizgi vardır. Tris bu çizginin nerede olduğunu pek de iyi biliyor gibi durmuyor bu kitapta. Çok fazla başına buyruk kararlar alıyor ve çevresindekileri oldukça zor durumda bırakıyor.
Bu kitapta daha fazla uyumsuz ortaya çıkıyor. Bunun sadece Tris'e ve Tobias'a özel bir durum olmadığını da öğreniyoruz böylece. Kitap genel olarak Tris'in bilgelik merkezine gitmesi ile bir hareket kazanıyor. Öncesinde dürüstlükteki itirafları, Tobias'ın ve Tris'in dürüstlük serumu ile olan imtihanı gibi bölümler ilk kitabın bitiş şeklini düşündüğümüzde biraz hayal kırıklığına uğratmadı desem yalan olur. Durağan giden bölümler fazla. Tris bilgelik merkezine teslim olana kadar kitapta dostluktan kaçış ve Eric'in dürüstlük merkezini basması dışında ilginç bir şey yok. Bilgelik merkezi her işini serumlarla hallediyor ki bu da artık kabak tadı vermeye başladı.
Daha hareketli bir kitap bekliyordum açıkçası. Her şey fazlasıyla durağan bu kitapta. İkiye bölünöe var ancak aralarında sanki hiçbir şey yokmuş gibi ayrı ayrı yaşayıp gidecekler neredeyse. Bu kitabın en kilit noktalarından birisi de Caleb'in ihaneti. Bilgeliğe kendini biraz fazla adamış. Kardeşinin idamına bile göz yumuyor. Ancak saçma bulduğum bir konuyu da paylaşmadan edemeyeceğim. Bu kitapta Caleb sanki Jeanine'in sağ kolu olmuş gibi bir durum söz konusu. O kadar bilgelik mensubu içinden acaba bula bula 17 yaşındaki bir çocuğu mu bulup sağ kolu yaptı Jeanine. Bu kısmı bana biraz saçma geldi açıkçası. Sağ kolunu Marcus yapsa hem daha çok şaşırırdım, hem de daha mantıklı bulurdum.
İkinci kitap biraz daha üçüncü kitaba hazırlık olmuş gibi. Tek başına çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Ancak üçüncü kitaptan önce uyumsuzların serumlara nasıl karşı koyduğunu, uyumsuz olmanın ne anlama geldiğini biraz daha anlamamız açısından gerekli olduğunu söyleyebilirim.
Kitapların kapak tasarımlarından en çok Kuralsız'ın kapağını beğendim. Kitabı kapağına bakarak yargılama diye boşuna dememişler işte. Yine Roth'un güzel bir konu yakaladığını ve ikinci kitapta da bunu güzel geliştirdiğini düşünüyorum.
İyi okumalar...
26 Mart 2015 Perşembe
Uyumsuz
4 Mart 2015 Çarşamba
The Walking Dead - Bölüm 1- Günler Sonra
